TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ

TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ

TRİTİKALENİN ÖNEMİ

Tritikale, buğday x çavdar melezinden ABD, Polonya, Kanada ve Meksika gibi bir çok ülkede uzun süre devam eden ıslah çalışmaları sonucu marjinal, fakir tarım alanlarından dekardan alınan verimi artırmak suretiyle, hızla artan Dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamak amacıyla geliştirilmiştir.

İklim ve toprak isteği:

Tritikale serin iklim biştkisidir. Tritikale her tür toprak koşulunda yetişir. Taşlı, derinliği az, meyilli, çorak, asitli topraklara dayanıklı olup; özellikle kıraç koşullarda buğdaya ve arpaya göre daha verimli olmaktadır. Tritikale tarımında toprak hazırlığı buğdaybitkisinde olduğu gibidir.

Tritikale her tür toprak koşulunda yetişmesine rağmen, özellikle kıraç koşullarda buğdaya ve arpaya göre daha verimli olmaktadır. Tritikale tarımında toprak hazırlığı buğday bitkisinde olduğu gibidir. Azaltılmış toprak işlemesi ve sürdürülebilir tarım ilkeleri doğrultusunda pamuk, mısır, ayçiçeği, gibi yazlık ürünlerin hasadından sonra bitki artıkları tarlada goble disk ile iyice parçalanıp toprağa karıştırılarak 10-12 cm derinlikte yüzeysel işlenmiş bir tohum yatağı hazırlanır. Gerekirse tarla yüzeyi tırmık yardımıyla düzgün hale getirilir.

Tritikale, Anadolu’nun iç bölgelerde ve Trakya’da ekim ayında, Akdeniz-Ege sahil kuşağı ile Güneydoğu Anadolu’da kasım ve aralık aylarında ekilebilir. Dekara 20 kg civarında tohum yeterli olmaktadır. Normal hububat mibzeri ile 5-6 cm derinliğe ekim yapılabilir. Ekim öncesi tohumluklar sistemik ilaçlarla sürme gibi hastalıklara karşı ilaçlanmalıdır.

Gübreleme:

Tritikale tarımında en doğru gübreleme önerisi, toprak analizi sonuçlarına göre yapılabilir. Genel bir gübreleme önerisi olarak dekardan 600 kg ve üzeri dane verimi hedeflendiğinde, kuru koşullarda 12 kg/da, sulu koşullarda 14 kg/da saf azot yeterli olmaktadır.

Tritikale Tarımında Kuruda ve Suluda Kullanılacak Gübre Dozları:

Tritikale tarımında yeterli ve dengeli bir gübreleme için kuru ve sulu şartlarda uygulanabilecek gübre form ve dozlarının çeşitli seçenekleri aşağıda Çizelge 1’ de belirtilmiştir. Fosforlu gübrelerin ekimden önce toprağa verilmesi, bitkiler tarafından ileri ki gelişme dönemlerinde kolay ve yeterli alınmasını sağlar.

Azotlu gübrelerin tiritikale üretiminde ideal uygulanması üçe bölünerek yapılır. Kuruda birinci uygulamada üçte biri ekimden önce veya ekimle birlikte Amonyum sülfat (%21) veya 18-46-0 ile 20-20-0 kompoze gübrelerinden birini kullanarak dekara 20-23 kg, ikinci uygulamada diğer üçte biri Şubat ayı sonunda üre formunda 8-10 kg/da , son üçte birlik kısımda Mart ayı sonu veya Nisan ayı başında Amonyum nitrat (%26) formunda olmak üzere 16-18 kg/da hesabıyla tarlaya verilmesi uygundur.

Sulu koşullarda ise dekardan alınması hedeflenen verim daha yüksek olduğundan kuru koşullarda kullanılan gübre miktarların üzerine 2-3 kg/da daha ilave edilebilir.

Çizelge 1. Tritikale tarımında kuru ve sulu şartlarda toprağa uygulanabilecek gübre form ve dozlarından bazı seçenekler.

Uygulama No

Uygulama Zamanı

Gübre Formları

Dekara Uygulanacak Gübre Miktarları (kg/da)

KURUDA

SULUDA

1

Ekimde

A.Sülfat (%21 N) , 18-46 veya 20-20

20-23

23-26

2

Şubat sonu

Üre (% 46 N)

8-10

10-12

3

Mart sonu

A.Nitrat (% 26 N)

16-18

18-20

Dekara 22-23 kg. tohum kullanılmalıdır. Ekimden önce sistemik tohum ilaçla ile tohum ilaçlanmalıdır.Gübrelemede toprak tahlili esastır. Başka türlü tavsiye edilmemişse ekim sırasında dekara İç Anadolu Bölgesinde kuruda 6-7 kg P2O5 ve 2-3 kg. N ( 15 kg. DAP veya 15 kg. TSP + 15 kg % 21’lik amonyum sülfat ) tavsiye edilir. Yağışın daha yüksek olduğu geçit bölgelerinde veya bir sulama yapılması halinde dekara 8-9 kg. P2O5 ve 3-4 kg N ( 20 kg. DAP veya 20 kg. TSP + 15 kg % 21’lik amonyum sülfat ) uygulanmalıdır.

Toplam N miktarı bahar mevsiminde dekara kuruda 6-7 kg. yüksek yağışlı veya bir kez sulanabilen alanlarda 9 kg.a tamamlanmalıdır. Bu amaçla kuruda erken dönemde ( Şubat-Mart ) dekara 20 kg. amonyum sülfat ( % 21 N ), 10 kg. üre atılabilir. Kuruda fazla gübre kullanılmamalı ve gübre uygulaması mümkün olduğunca erken yapılmalıdır. Yağışlı yıllarda kullanılacak üst gübre miktarı birkaç kg fazla tutulabilir.

Yağışın yüksek olması veya bir sulama halinde yapılacak üst gübrelemede erken dönemde dekara 25 kg. amonyum sülfat veya 12 kg. üre kullanılabilir. Daha geç yapılacak gübrelemede, 17 kg. % 33’lük amonyum nitrat veya 20 kg. % 26’lık amonyum nitrat uygulanabilir. Sulama halinde bir miktar gübrenin geç döneme bırakılması kaliteli dane elde etmede faydalı olabilir. Bu durumda erken dönemde tek uygulamada kullanılan mitardan daha az miktarda üre ( 8 kg/da ) veya amonyum sülfat ( 17 kg/da ) uygulanarak geri kalan kısmı daha sonra amonyum nitrat ( dekara % 33’lükten 5 kg. veya % 26’lıktan 7 kg.) ile tamamlanabilir.

Bir su verilecek alanlarda suyun mümkünse sapa kalkma döneminde verilmesi uygun olur. Fazla sulama bu çeşitte yatma problemlerine sebep olabilir. Dane dökme problem olmadığı için hasat kaybı düşüktür.

Ekim Alanı ve Üretimi Yeni bir tür olan tritikale dünyada giderek artan bir ekim alanına sahiptir. Ekim alanı ve üretim miktarları bir çok ülkede henüz resmi istatistiklere girmemiş olasına rağmen, bugün büyük bir kısmı gelişmiş ülkelerde olmak üzere, 2,9 milyon hektardan fazla bir alanda tritikale ekimi yapılmaktadır (Tablo 1). Özellikle Polonya ve eski SSCB gibi problemli topraklara sahip olan ülkelerde tritikale geniş bir ekiliş alanına sahiptir. Dünya da ki toplam tritikale ekim alanının %80’i kışlık, yüzde 20’si ise yazlık olarak ekilmektedir.

Tritikale tarımında yüksek verim alabilmek için iyi bir toprak hazırlığı, zamanında ekim, toprak analizine dayalı bir gübreleme, doğru bir yabancı ot mücadelesi ve zamanında hasat yapılmalıdır.

Tritikale Tarımında Yabancı Ot Mücadelesi:

Tritikale tarımında yabancı ot mücadelesi özellikle yabancı otların 2-4 yaprak olduğu erken devrede yapılması çok önem taşır ve yapılması % 20-30 oranında daha fazla verim alınmasını sağlar. Hızlı gelişme yeteneğine sahip yabancı otlar özellikle Mart ayının ikinci yarısında faydalı tarla alanını hızla kaplar ve tritikale bitkisinin gelişmesini engelleyerek ve bitki besin maddelerine ortak olarak önemli oranda zarar yaparlar.

Tritikale tarımında yabancı ot mücadelesi aynı buğday tarımında olduğu gibi kültürel tedbirlerle ve kimyasal yöntemlerle yapılmaktadır. Kimyasal yol ile yabancı ot kontrolünde tarlada bulunan yabancı ot türüne göre seçilecek herbisitler, ekim sonrası veya çıkış sonrası ilkbaharda otların 2-4 yaprak devresinde kullanılabilir.

Hasat ve Depolama:

Tritikale hasadı, normal buğday hasadı için ayarlı biçer döğer ile yapılabilir. Bitkiler hasat olumuna geldiğinde gündüzleri sabah çiğ kalkınca saat 10'dan sonra buğday gibi normal yükseklikten hasadı yapılır. Buğdayla yaklaşık aynı zamanda hasat yapılmaktadır. Hasatta danelerdeki rutubet %12’nin altında olması, emniyetli bir depolama için gereklidir. Tahılların tümünde olduğu gibi ürün depoları temiz olmalı, depo içi sıcaklık 28 oC altında ve ürün rutubeti %12’nin altında olmalıdır.

HASTALIK VE ZARARLILARI

Tritikale ekim alanlarının artmasıyla buğday ve çavdar hastalık ve zararlıları tritikale üzerinde potansiyel bir epidemi problemi olarak kabul edilmektedir. (Singh and Saari, 1991). Tritikale pas (Puccinia spp.), Septoria tritici, rastık (Ustilago spp., Urocystis spp.), sürme (Tilletia spp., Neovossia spp.), külleme (Erysiphe graminis), göçerten (Gaeumannomyces graminis), kök çürüklüğü, tahıl kist nematodu (Heterodera avenae), Rus buğday afidi (Diuraphis noxia), arpa sarı cücelik virüsü, buğday mozaik virüsü ve arpa çizgili mozaik virüs hastalık ve zararlılarına karşı dayanıklı olduğu bildirilmiştir.

Dayanıklılığı yetersiz görüldüğü Fusarium spp., Septoria nodorum, Helminthosporum spp., göz lekesi (Cercosporella herpotrichoides), ve baktariyel hastalıklara (Xanthomonas spp. ve Pseudomonas spp.) karşı dayanıklılığın geliştirilmesi dayanıklılık ıslahının önceliklerini oluşturmaktadır.

Tritikalenin Ergot hastalığına karşı dayanıklılığı çavdardan daha fazladır ve bu zaman içinde tritikaledeki üretkenliğin artmasıyla daha da artmıştır. Yapılan bir çalışmada, Konya bölgesinde en yaygın kök ve kök boğazı çürüklüğü etmenleri olan Fusarium culmorum, Drechslera sorokiniana, Fusarium moniliforme ve Rhizoctonia cerealis’e karşı tritikale çeşidinin,Tatlıcak 97, aynı denemde kullanılan buğday ve arpa çeşitlerinden daha dayanıklı olduğu belirtilmiştir.

,